Bu floodda size az bilinen savunma geometrisinden bahsedeceğim. Arazinin uzanışı, çevreleyen denizler ve dağların önemi, onun daralttığı ve genişlettiği yollara dair bir vizyon alacaksınız. Bunun çözümü de beşeri coğrafyada mevcut.Unutmayın fiziki eksiklik,beşeri ile giderilir ⏬

Başlıyoruz. 1-Şimdi şu şekillere iyi bakın. Bunların bazısı toparlak, bazısı kare, bazısı sağa doğru daralan, bazısı sola doğru daralan tekli ve çiftli yapılar. Bazısı uzantılı bazısı içeri kıvrımlı bazısı uzunlamasına alanlar. Peki bunların konumuzla alakası nedir? Bunlar nedir?

2-Arkadaşlar bunlar coğrafya üzerindeki kara parçaları, ada ve yarımadaların biçimleri. Bir bölgenin konumu, yükseltisi, üzerindeki rölyef, bitki örtüsü, ve en fazla da biçimi savunma düzenine çok ciddi etki eder. O biçim onun konumlanışını sağlar. Savunmasını o konuma dayandırır

3-Diğer her şeklin kendine has şartları, farklı durumlarda farklı savunma usulleri vardır. Denizlerle çevrili olup olmama durumu, dağların, geçitlerin durumu hepsi savunmayı farklı şekilde etkiler. Ama aşağıdaki papyon, Doğu Trakya ve Kocaeli'nin uzanışıdır. Peki etkisi nedir?

4-Burada kırmızı yani düşman ile mavi yani yerli kuvvetler arasında kuvvetler eşit kabul edilse bile kırılgan olan taraf kesin olarak mavi kısımdır. Maviler arazide tutunmak için rölyefe, deniz ve hava desteğine kırmızıdan fazla ihtiyaç duyar. Eşit ateşte bile kaybı çok fazladır.

5-Bu durumda düşmanın aslında bir Blitzkrieg yani yıldırım savaşı ile hızlıca girip maviyi dar alana sıkıştırması lazımdır.Bu dar alanda mavilere yapacak pek bir şey kalmaz.Düşmanla eşit ateş gücünde bile olsa mekan dardır ve tüm kuvvetleri sıkışmış alanda ateş altına alınacaktır

6-Geriden sağlanacak ikmal ve lojistik yolu da atış menziline gireceğnden buranın artık savunma kabiliyeti kaybedilir.Sadece bir direnek ve kıyıbaşı hattı korunması öncelenir.Buranın savunması için yerel radius daralmış olduğundan o menzil derinliği artık gerilerden sağlanmalıdır

7-İstanbul'un en talihsiz kısmı budur. K ve G'ye doğru iki cephelidir ve bu, operatif açıdan savunmasını güçleştirir.K'den G'e ilerleyecek düşman ordusu Batı cephesinin yan ve gerisini, B cephesinden D'ya doğru ilerleyebilecek başka bir düşman ordusu da K'in yan ve gerisini alır.

8-Bu söylediklerim askeri kaidelerdir ve hiçbir kahramanlık hikayesi bunu değiştiremez. İki ordu karşı karşıya geldiğinde savaşı kazandıran şey öncelikle arazinin ve konum geometrisinin kendisidir. Sonrasında taktikti, moraldi, teçhizattı, donanımıydı şusu busuydu devreye girer.

9-Türkiye'nin durumundaki ülkelerin böyle bir saldırıda toparlanmaları ve güçlü bir karşı saldırıya geçmeleri kolay olsa da ABD'nin Batıdaki yığınağı beni düşündürüyor. Şöyle ki, Yunanın ani bir saldırısından sonra Türk karşı saldırısı gelmeden araya girebilmeleri gayet mümkün

10-Muhtemelen bu araya girme Yunan'a bir zaman kazandırma, onların yerleşmesi,aradaki araziyi mayınlamaları ve ateşkes hattının oturması ve kımıldamayacak şekilde tesisi için olmalıdır.Ayrıca belirtelim mekanize birliklerimizin kalbi Trakya giderse cevabımız havadan olmak zorunda

11-Doğu Trakya'daki operatif coğrafi durum savunmada aleyhimizedir. Antik çağlardaki surlar düz alanları korumaya yetse de şu anda özellikle kuzeyden güneye doğru cephenin derinliğinde savunmaya elverişli hiçbir rölyef yoktur. Ergene, adeta hızla ilerlenecek bir uzay boşluğudur

12-Türkiye'nin Bulgaristan ile yakınlık politikası en azından Istırancaların batısının güvence altına alınması ve Karadeniz'den tehdit ihtimalini ortadan kaldırması için bir siyasi gerekliliktir. Istırancalarda ise kuvvet yoğunluğumuz azdır. Arazide tahkim zayıftır. Sebebi nedir?

13-Sebebi, Yunana karşı burada "hareketli mekanize ordu" prensibinin benimsenmesi.Ancak Yunan şimdi tamamen bir konsept ve paradigma değişikliğine gidiyor ve mekanize açıdan çok donanımlı ve hızlı bir giriş yapacak olursa (ki görüntü bu) eski "Müstahkem mevki usulü" değere biner.

14-Müstahkem mevki demek ağır şekilde tahkim edilmiş saha demektir. Bir saha ya harp değeri yoksa, ya o değer azsa ya da düşman kuvveti güçlü geliyorsa tahkim edilir. Tahkimat hem masraflı hem de bu tür bir alanda seferberlik havasını tüm ülkeye verecek bir büyük çalışmadır.

15-Devam ediyoruz. Arkadaşlar İstanbul Boğazının 60-70 km batısında bazı oyalama merkezlerine sahibiz. Bunlar arasında coğrafyanın bize iyi kötü verdiği tek tutunma noktası olan Çatalca sırtları. Buradaki savunma hatları eski olsa da üzerinde şehirleşme olmaması faydamıza bir şey

16-Bu hattın en zayıf yeri güneyi çünkü rölyef daha sade ama burada da deniz gücüne yaslanırsın. Fakat şunu bilmek gerek daha ilk twitlerden itibaren hatırlarsanız, bize gelecek olan bir düşman bu hattı ilk 4-5 saatte hızla geçerse (Yıldırım Savaşı) bundan sonrası şehir savaşıdır

17-Coğrafyaya ve rölyefe dayalı bir savunma hattına gerek kalmadığı, artık hava savunmasının ve sofistike silahların belirleyici olduğu gibi şeyler duyarsınız. Tüm bu laflar Ukrayna savaşında çöktü. Kaba kuvvete ve sofistike güce karşı sen sadece fiziki coğrafya ile tutunursun.

18-Eğer tutunacağın bir rölyef kalmadıysa düşmanı Almanların Berlin savunmasında yaptıkları gibi şehrin içerisine çeker ve bir kumar oynarsın. Bu savaşlarda düşman hep avantajlı olandır. Onu yorsan da hırpalasan da şehrin, tarihin, moralin biter ama milli birlik pekişir o ayrı.

19-Bunun için şehirsel alanda 1-Milli birlik, 2-Moral birliği, 3-İşler otorite bu üç şarttan üçü de şart. Milli birlik olmazsa savaşta düşmana hizmet/ajanlık edecek etnik unsurlar ve işbirlikçiler Ukrayna savaşındaki gibi geri hatları zayıflatır ki varoşlarımız ne kadar milli?

20-Hatırlarsanız Stalin, Kırım Tatarlarını, Ahıska Türklerini, Çeçenleri 1944'te Orta Asya'ya sürmüştü. Bu yaptığı canilik olsa da aslında "Rusya açısından" bir milli güvenlik meselesiydi. Çünkü batı ve güneybatı sınırları güvene almak stratejik yerleri homojenleştirmek şarttır

21-Evet caniydi, evet vahşi biriydi ama bu yaptığı şey, Rusya'nın temellerini Rusya için konuşuyorsak şayet, daha da güçlendirmiş bir durumdur. Ülke savunması zamanı sürgün bir politikadır. Ruslar bu toprakları (Kırım) kurtarır kurtarmaz sürgüne başladı.

22-Milliyetçi Ruslarla konuşursanız, Kırım Tatarlarının nazi üniforması giyip savaştıklarını bahane ederler. Ama 1942'de hızla ilerleyen Alman orduları zaferden zafere koşarken onlarla kim işbirliği yapmadı ki? 2 milyon kadar Esir sovyet askeri de Nazi saflarına geçip savaşmıştı.

23-Bu tür savaşlar, ufak tefek milletler için de kumardır.Seni ezen bir devletin altından ilk kurtulduğun andır. Yaptığın şey işbirliği değil tarihi fırsatı kullanmaktır. Şimdi bu dediğimi Türkiye'de "bölücü bir gruba sempatisi olan biri olarak" düşünün. İşbirliği yapmaz mısınız?

24-Bu açıdan eğer bir yıldırım savaşı gelirse varoşlardaki gayrı millî unsurları sürecek zaman bile kalmaz. Şehir savaşı ve cephe savaşı birbirine girer. Şehir savaşında da iç unsurlarla mücadele başlar. Ayrıca çok mühim bir diğer noktayı söylüyorum. Kitlesel ölümler olur. Niye?

25-Bu gördüğünüz kısımlar, İstanbul'un su havzaları ve aktif su depolama alanları. Bunlar bir savaş durumunda 1-Savaş alanı içerisinde kalır, biyolojik saldırıya (zehirleme) açıktır. 2-Altyapı bombalandığında şehre su gitmez. Avrupa yakasında şu sarı kısımda tutunsan da ölürsün.

26-Bosna Savaşında sokaklarda ölen sivillerin %70'i, evlerine su taşırken öldürülen sivillerdi. Su darlığı, sığınak altyapısı olmayan ülkelerde sivillerin ikinci düşmanıdır. Dünyada çok az ülkede sığınakların su kuyusu sistemi bulunur. Bizdeki sığınaklarda bu tür donanım duymadım

27-Buraya Dikkat! Saraybosna'nın yıllık yağışı 1000 mm'dir. İstanbul'un ise 680 mm.%32 daha kurak.Saraybosna'da hemen her dağlık mahallede iyi/kötü bir dere/kuyu olsa da apartmanların olduğu yerlerde bu yoktu. Savaşta 150 bin insana su yetmiyordu. Alanı geniş de olsa su problemdi

28-Şu basit haritada da gösteriyorum. Özellikle şehrin GB yönünde kuşatma altındaki havalimanına yakın Dobrinya'daki binalardan su doldurmaya giden her 3 kişiden 1'i vuruluyordu. Gece üstünüze siyah palto alıp bidonları katranla boyuyordunuz ki ışığı yansıtmasın hedef olmayasınız

29-Kuşatma savaşları, açık alandaki stratejilerin pek azının kullaınlabildiği, kendi şartlarına sahip olan bir şehir savaşı ile sürdürülür. Dünyada Rusya gibi bir güç bile Leningrad gibi şehirlerinin kuşatılmasına şahit olmuşsa bu risk hiçbir zaman uzak değil. Buyrun Saraybosna.

30-Topa tutulan bölgelerin haritası. Şehir merkezi ve şehri havalimanına bağlayan ana aks. Bunlar hep yüksek tepelerden topa tutulurken yüksek binalardan da nişancı atışları ölüm saçtı. Düşmanın İstanbul'a hızla ilerleyip ateşkesle yerleşmesi işte bu sebepten kötüdür. Zor atarsın

31-İstanbul'un batı aksındaki yüksek binaların tipsizliğini bilirsiniz. Ayıoğlu yapı, şu bu yapılarla doludur.Tüm bu binalar çirkin bir şehirsel yapı ama mükemmel bir tahkim alanıdır arkadaşlar. O binalar bir savaşta top yemi olur ve çelikle yapılan kısımları bombardımana dayanır

32-Bu bölgeler, olası bir savaşta 1. dereceden savaş alanıdır. Deyimi yerinde ise buralarda kim varsa (mazAllah buraya dek bir düşman gelirse) yarımadanın doğusuna kaçacaktır. Gelmese de kaçacaktır top menziline girdi mi zaten hedeftir. Su yok, yollar parçalanmış kalamaz kimse.

33-Bunları baştan söylüyoruz ki İstanbul'un savunmasının İstanbul'dan yapılamayacağını bilin diye. Sadece su değil ısınma da bir diğer düşmandır ama İstanbul için bu 20-35 günlük sorun teşkil eder. Donmayacak kadar üşümek savaşların kaderidir. Ölmezsin hastalanırsın ama kış geçer

34-Biz coğrafyanın pek güzel içine ettiğimiz için su sıkıntımız Saraybosna'dan 150-200 kat fazla olacak. 11 milyon Avrupa yakası nüfusu var. Merkezi kısımda su kaynakları yok denecek kadar az. Yeşili çok seven koruyan halk,muhtemelen camilerin önündeki ağaçları ilk kış tüketir

35-Köprüydü, boğazdı bunlar açık hedef. Bir ihtimal metrolarda eğer kuyular vurulursa orada bir barınma tesis edilir.Tüp geçit de iyi ama giriş çıkışı iptal edilebilir.Ama insanların kapalı ortamda direnci psikolojik olarak 40-45 gündür. Daha fazla kalma durumlarında direnç düşer

36-İşte bu tür durumlarda halka yokluğun faziletleri, tek lokma ile öğün, sabır vaazları verenlere iş düşer. O vaazlar esas o anlarda hayatidir çünkü bitik moral yüksek tutulmalıdır. Ama yalancı çoban misali bunlar varlık zamanında tüketilmemelidir ki yoklukta inandırıcı olsun.

37-Devam ediyoruz. Peki belirli bir stratejik direnek noktası düşman tarafından eşik aşıldığında ne olur? Şu olur. Şehri resmen teslim etmezsin ama çekilirsin. Mümkünse müzeleri boşaltır, arşivleri boşaltır veya taşır çekilirsin. Nüfus zarar görmesin, şehir yıkılmasın diye. ⏬

38-Düşmanın kullanabileceği enerji altyapısı imha edilir. Düşmanın gireceği ana arterleri kapayacak şekilde binalar yıkılır. Şehirde az bir direniş ve sabotaj unsuru bırakılır ve onların cephanelik malzemeleri de ekseriyetle kanalizasyon gibi gizli yerlere koyar çekilirsin. ⏬

39-Eğer düşman unsur bir şehre ani bir saldırı ile hızla girmişse o şehir hazırlıksızdır ve yerleşir.Ama yok kademeli olarak yavaşça Rusya gibi ilerlemişse bu da milli güçlere yukarıdaki saydığımız fırsatı sunar. Her iki tarafın da belli kazanımları ve kayıpları olur. Ne gibi? ⏬

40-Misal eğer Yunan aniden saldırsa ve ABD araya girene dek 10 bin kaybı göze alıp Silivri'ye gelse,tabela önünde durup resim çekse misal, tabelayı indirip yerine Bizans dönemi adı olan"Eudoxiapolis" yazsa ve 2 askeri ile foto çekse bu Yunan gençliğine 100 yıllık özgüven olur. ⏬

41-En önemli şehrimize savaşarak yaklaşmak, Türk'ün "yenilmezlik algısını" altüst etmek o şehri en az almak kadar büyük etki yapacaktır. Bu tür bir moral çöküntü, yayıldığında insanların savaşma azmini kıracak diğer şeyler devreye sokulur.Bunları önceki aylarda bolca geçmiştik ⏬

42-Emin olun bize kimse dalmaz dediğiniz anda hedef olabilirsiniz.Ukrayna son ana dek her şeyi blöf sanıyordu.Şu anda NATO da Rusya'nın tehditlerini blöf sanıyor.Savaş sayı ile kazanılmaz. Yunan'ın nüfusuna bakıp da bunlar mı saldıracak? Derken İsrail örneğini aklınızda tutun. ⏬

43-Savaşı belli bir asker mevcudu +ekipman+siyasi irade ve siyasi destekle başlatırsın. -Sürdürürken bunların devamı gerekir. Yunan bunu sürdürmek için yapmaz. Araya biri girene dek kazanım elde etmek için yapar. -Bu durumda sürdürme gücü ve moral gücü olan, sonuca ulaşır. ⏬

44-Her zaman üzerinde durduğum, savaşların biyolojik yönü de burada devreye girer. Veba Kuduz ve sadece sokak köpeklerinden bulaşan hastalıklar senin direnişini kırar. Sokaklara gelişi güzel bırakılan yemleri yiyen farelerin kaydını dün gösterdim size. Veba'ya doğru gidiyoruz! ⏬

45-Ortaçağ'da Veba, kalelerin savaşsız ele geçirilmesi için bir silahtı.Vebalı et parçaları atardın mancınıkla o da kuyulara ambarlara düşerdi. 3 günde şehir pert. Covid'i verip arkasından aşıyı verenler aslında bir test yaptı. Güven oluşturdu.Bir sonrakinde böyle olmayabilir. ⏬

46-Savunmanın ve snayperın dostu, siperde sessizliktir. Vebadan hastalıktan yırttın. Bir yandan düşmana karşı sipere yatmışsın, çıt çıkarmıyorsun ama sana doğru gelen köpek yerini ifşa ediyor, havlıyor. Fare, böcek o girdiğin yıkıntıda yüzünde geziyor. Savunamaz, savaşamazsın. ⏬

47-Cemal Paşa'nın Süveyş Kanalı harekatında İngilizlerin köpekleri havladığı için kanalı geçmekte olan askerlerimizi görüp mitralyoza tutulup öldürülmüştü. Hiç akla gelmeyecek bir şeyi, "Köpek Faktörünü" düşünmemiştik. Ya aynı delikten iki kez ısırıl ya da tecrübeden faydalan! ⏬

48-Eğitimli köpekler savaş kazandırır. Taşımada, bomba tespitinde, haberleşmede her şekilde kullanırsın onları.Ama senin kontrol edemediğin bir şey senin tüm hesaplarını bozar. Başıboş köpekler sana değil savaş vatan kaybettirebilir. Sahandaki her ayrıntı kontrolünde olmalıdır ⏬

49-Ciddi devletler sokak köpeği romantizmi mantığı ile idare edilmezler. Devletler ciddi kurumsal yapılardır ve birincil önceliği "vergi mükellefleri" olan halkın sağlığı, halkın güvenliği ve halkın doyurulmasıdır. Bu önceliği şaşırdığınızda kamu güvenliği ve sağlığı hikayedir ⏬

50-Ayrıca kimse vergilerini ne köpek doyurulması ne de 38 milyon liralık barınaklar için veriyor. Dünyada vergiler; 1-Güvenlik, 2-Eğitim 3-Sağlık 4-Altyapı 5-Sosyal yardımlar için ödenir. Öncelik budur. Sahipsiz köpeklerle alakalı bütçeyi onlara duyarlı kişilerden almalısın. ⏬

51-Adam ateist ama faydalanmayacağı hizmeti ödüyor. Devletin işine karışmak gibi olmasın ama bana da garip geliyor ki Müslümanım.Ama aynı şekilde"eti sofrasından eksik etmeyen ama köpek duyarı yapan sözde H.severlerin" çoğalttığı sürüleri besleme barındırma masrafından banane? ⏬

52-Tekrar ediyorum. Devletler ciddi yapılardır ve duygusallıkla değil sorumlulukla idare edilir. O sorumluluğu da vergi mükelleflerine borçludur. Bu ülkede Bayrağımız, Dinimiz, Mustafa Kemal Atatürk gibi yüce bildiğimiz değerler arasına 4 ayaklı yapay bir kutsal sokulamaz. ⏬

53-Bu tür meselelerin de bir sosyal fay hattına dönüştürülmesi, kamuoyunda farklı düşünen kimselerin "linç ettirilmesi" gibi şeyler ve bunu planlayan kozmik odalar da takip edilmelidir. Sünni-Alevi, Türk-Kürt, Laik-İslamcı kavgası planlamaya çalışanların yeni enstrümanı budur ⏬

54-Hiç şüpheniz olmasın bu bayan hocamızı tehdit eden ittapar,itperest, köpoğlu(daha sayayım mı?) Nasipsiz kansız vatansız soysuzlar bir yerlerden cesaret alıyor.Bu ülke de insanı da sahipsiz değil. Dünya savaşa giderken milletinin düşmanı bu kanalizasyon ağızlardan korkmayın! ⏬

55-Buraya dek anlattıklarımızda aklınızda şekillenen ne varsa bunu hiç aklınıza gelmemiş, sahnelenmemiş sürprizlerle de çoğaltmanız sizin hazırlıklılığınızı artırır. Millet fakru zaruret içinde harap ve BİTAP düşmüş olsa da muhtaç olduğunuz kuvvetin yerini iyi biliyorsunuz. ⏬