Ahmet Yozgat

Ahmet Yozgat

16-06-2020

10:35

1. İslam'ın Yeni Pavlusu: Fetöcüler Avrupa’nın Dini Çöküyor HIRİSTİYANLIĞIN ÖLÜMÜ Ahmet YOZGAT #Derindunya #ahmetyozgat #MilliHesaplarBurada #MilliHesaplarYanyana #MilliHesaplarYanyanaBiz #MilliHesaplarBuradaDerindunya #DevletimizinYanındayız

2. Bugün, #1haziran 2020 #SALI. Yine günahsız ve bereketli bir gün dileğimizle Milletimizi Selamlıyoruz.

3. Ukrayna’da garip işler oluyor: 2019’da Ukrayna Devleti, Türkiye’ye müracaat ederek, kendilerine, İslamiyet’i anlatacak “Din uzmanlarI” talep etti. Bunun gibi… 2020 Yılından başlayarak, Ramazan ve Kurban bayramlarını, “Resmi Tatil” ilan edeceğini açıkladı.

4. Tam da o sırada; Derindunya Dostlarından Sevgili Rıza Çubuk, şu mesajı gönderdi bize: “Ülkeler ve Milletler; Katolizm ve Materyalizm (Hristiyanlık ve Yahudilik) ile yani hayatın tek ayaklı olarak yürüyemeyeciğini anladı gibi.

5. Çözümün, dengeli orta yol olan İslam’da olduğu biliniyor artık. İnşallah diyelim. Ayrıca; Platon, More, Marks, Engels ve diğer tüm Marksist Felsefecilerin yanıldığının da ortaya çıktığına kuşlu yok. Bu nedenle İnsanlık, bir arayış içinde…” #Derindunya #ahmetyozgat #SALI

6. Bu tespitin; Dünya ölçeğindeki anarahmi, nelere gebe bir bilinse Satan ve avanesi ağlar; biliyor ve ağlıyor da zaten. Binyılcı Küreselciler de ağlar; onlar da biliyor ve ağlıyor zaten.

7. Bunun gibi 300 Yıllık Batı Medeniyeti de ağlar, biliyor ve ağlıyor zaten. Kapitalizm’le birlikte tüm –izmler… Dolar’la beraber tüm kağıt paralar ve de parayı, put yapanlar; o puta tapanlar da ağlar, biliyor ve ağlıyor zaten.

8. “Covit Aralığı”nda kısmi kazanç sahibi gibi duran Yüzyılcılar da ağlar. Corona Katastrofunda; Katolizm, kanlı gözyaşları döküyor. Onun dışında kalan Hristiyanlık Mezhepleri de ağlar; ağlamaya başladılar zaten.

9. Saabiler, Uzakdoğu Mistikleri, Ortadoğu Mistikleri de ağlayacak... Kiliseler, Havralar, Dırar Camileri, Pagotlar, Cemevleri, Tarikat Evlerinin de eli gözünde... Herkes ve her şey, karalı günler dönemine girdi. Sanki, Ağlaya ağlaya eriyip yok olacaklar.

10. Zira İnsanlık, bir “Yeni Medeniyet”in bin yıllık devresine girmek için yıl saymaya başladı. Bu zaman dilimi, “Son Medeni Devre” olacak; “Medine Devresi” Allahualem!

11. Yeni dilimde, yalnız “Doğal” olan, “Tabii” olan, “Rahmani” ve “İnsancıl” olan unsurlar istikbale namzet. Ve bir Doğal yani Ümmi insan; “Ahad Olan Allah”a inanan “Hanif Muhammed'iler hayatta kalmayı hak ediyor sanki...

12. Ve ilaveten, mesela Avusturyalı Aborjinler, Afrikalı Pigmeler, Amazonik Kabileler gibi Naturel Kavimcikler de...

13. Müjdeler olsun onlara! İşte, taammüden karartılan 2020'nin karamsar ortamında, “Müjde Şekeri” bu; bizden size taktim...

14. Bu bağlamda, istikbale yürümenin şifresini de vermiş olduk, farkında mısınız: Ümmi, Hanif, Mümin ve Muhammedi olmak! Yani Doğal olmak! Hepsi bu! Ne kolay değil mi?

15. Bugünkü sayı ile 7 Milyar İnsanlık, bir kararla tek cümleyle bir dizi amelle Doğal olabilir. Ve o anda, her şey; şu anda, insanlığa musallat olan her şey, köpük misali söner.

16. Lakin şu uyarıyı da eklemeden geçesimiz yok: Muhtemelen bir kısım Yorum Erbabının, bir “Medyatik Akım”a kapılarak, İstikbal için çizdiği, “Diji-Ezoterik Binyılcı” fotoğrafı ya da çizgi filmi gerçek sanmayın ve inanmayın; lütfen!

17. Temelde “Satanın Projesi” olan söz konusu görsel, sadece bir ham hayal ve gerçekleşmesi, “Rahmani Vaad”le imkansız! Vallahi, Billahi…

18. Size; İstikbalin karanlık değil; aksine, aydınlık olacağının haberlerini veriyoruz. Peki, somutlaştırarak devam edelim mi? “Virüs Tufanı”nın yaydığı mesajı ilk alan Devlet, yukarıda adı geçen Ukrayna oldu. Tıpkı, Yunus Peygamberimizin, Babil Ninovalıları gibi…

19. Son anda yanlışlarından döndü ve “Yunus, haklı söylüyor!” demeye gelen bir atak yaptı Ukraynalılar. Tabii ki burada durup “Selam olsun Başkan Zelenskiy’e!” dememiz lazım.

20. Rus Lider Putin'in, beş yıl önce yapamadığını yaptı Zelenskiy. Ama Kuzey'in sarışın çocuğu Putin de yapacak. Zira Zelenskiy’in cesareti, ona da örnek olacak diye düşünüyoruz.

21. Bundan böyle Müslümanların Ramazan ve Kurban bayramlarını resmi tatil kapsamına alan; bir Ortodoks ülkenin lideri olarak Zelenskıy, sadece Putin'e değil, Doğu Avrupalıların tamamına örnek… diyelim.

22. O da değil; Ukrayna’nın yüreğine düşen bu ateş; tüm Avrupa'yı doğusu, batısı, kuzeyi ve güneyi ile bir başka anlama evirmenin veya yok etmenin eşiğine varmış dayanmış durumda.

23. Yani önümüzdeki yılların, Kurban ve Ramazan Bayramları da yeni müjdelerle şenlenebilir; demeye getiriyoruz. Kaynamayı, uyanmayı ve ayağa kalkmayı Ukrayna Başkanı Zelensky başlattı…

24. Hem de bir Ortodoks ülkesinde, çok fazla Müslüman yaşamadığı halde… Böylece hem Hakk’ın hakkını teslim etti; hem, Halkının yeni rotasını çizmiş oldu ve hem de Ukrayna’nın geleceğini…

25. Kiev; bu evrilmenin işaretini, bir kaç ay önce vermişti. Fakir, bir makalede de sözünü etmiştik ya hani! Girişte de söylediğimiz gibi Ukrayna Hükümeti, Türkiye'den İslam Dinini kendilerine anlatacak Hocalar talep etti diye...

26. Anlaşılan o ki… Türkiye, sessiz sedasız bir grup Diyanetçi Dil bilir Uzmanı, Ukrayna'ya göndermiş gibi…

27. Ve mevzubahis “Uzmanlar” işinin ehli olmalı ki birkaç ay içerisinde, Zelenskıy’i bir Müslüman ülkenin lideri gibi davranmaya sevk etmiş görünüyor yani Bayramları kutlamaya... Mübarek olsun!

28. Malum; 20. Yy içinde; Macarlarda, Bulgarlarda, Sırplarda, Hırvatlarda, Estonlarda olduğu gibi Ukrayna'da da bir “Komüncü Ateist Asimilasyon Operasyonu” yaşamıştı. O ne ki?!

29. Ondan da öncesi vardı ve saydığımız halklar, tarihlerinin en karanlık koridorlarında kovalanmış ve avlanmışlardı yüzyıllar boyu; ne yazık ki! Oysa hepsi, bizim hamurumuzdandı ve öteki Türklerdi. Üstelik ve kanaatimiz o ki bidayette, Haniftiler…

30. Altaylardan Urallara; oradan, Kazan’a kadar uzanan “Bozkır Dünyası”nın devamı; Steplerden, Alplere kadar yayılmakta hatta Manş Denizine dayanmaktaydı. Yani bir zamanlar; Avrupa, tam bir Türk Kıtasıydı.

31. Birkaç yıl önce yaptığımız “Thüringen” video kaydımızı hatırlıyor musunuz? Yani Federal Almanya’nın Bavyera ile Saksonya bölgelerinin ortasında uzanan, “Türk Tampon Mıntıkası”nın tarihteki ve günümüzdeki rolünü anlatmıştık orada.

32. Hatta 1. ve 2. Dünya Savaşı arasındaki, 15 Yıllık Weimer Alman Devletinin, Türk kökenli Trüngenlerin Organizasyonu olduğunun altını da çizdiğimiz de aklımızda.

33. Ve bu anlamda; “Roma Paganlığı”nın üzerine yöneltilen Atilla'nın Hanif Akıncıları olan Thürüngenlere verilen görevin, Güney ve Kuzey Almanların arasındaki kavgaları önlemeye matuf bir önleme koridoru muhafızlığı olduğunu da söylemiştik.

34. Hatta Atilla'nın, yazlık Sarayı'nın, o bölgede bulunduğunu da haber vermiştik...

35. Yani Urallardan başlayan “Batı Türkleri”nin Avrupa'sı, Orta Almanya'dan hareketle Belçika üzerinden Atlas Okyanusuna dayanıyordu.

36. Bununla birlikte, Baltıkların en Kuzeyindeki Türk Kavmi olan Estonların coğrafyasından başlayıp Balkanlar'ın en güney ucuna kadar indiği de Tarihin “Saklı Gerçekleri”nden.

37. Peki! Sonra ne oldu da “Türk Kıtası Avrupa” Batı Bölgesinde Cermenleşti; Orta bölgesinde Slavlaştı devamla Doğu Mintıkasında Ruslaştı? Bu “Başkalaşma” orada da durmadı ve Uralları aşarak Asya Coğrafyasında devam etti. En Doğu diliminde Çinlileşti?

38. Yani “Kuzey Seridi”nin Türkleri neden Saabileşti? Bir bakıma “Kurban Türkler” adına, Oğuzluların kendilerine soracağı soru bu; sorunları da bu hatta bundan sonrası için “Büyük Görev”leri de burada saklı. Unutmayın! ***

39. Yukarıda çizilen, “Dünyanın Kuzey Şeridi”nin hemen altında, ona paralel olarak ilerleyen “Orta Şerit”te, Arap Hanifliği ve onun üzerine bina edilen İslamiyet'in Mücahitlerinin kurduğu “Büyük Arap İslam İmparatorluğu” ...........

40. Çin sınırından; Avrupa'nın İber yarımadasına varıp Endülüs olarak kuzeye dönüyor ve Güney Fransa'ya dayanıyordu. Bu hamlenin Pirene Sıradağlarını hudut yaptığı dönem bir tehlikeyi de beraberinde getirmişti. İşte, ilk Müslüman Toplumunun Saabileşmesi aşaması...

41. Bu anlamda; Hanif Arapların, Saabi Araplara dönüşmesi 250 yılda tamamlanmış oldu. Halbuki, Türk Dünyasında bu süreç, MÖ 1000 Yılında başladı; önce vardı, MS 1000 Yılına dayandı.

42. (Buraya bir parantez ekleyelim: O yıllarda garip bir şey oldu: Küçük bir Oğuz grubu, coğrafyadan kopartıldı ve adeta “Sabileştirme Operasyonu” alanından kaçırılarak, alt şeride indirildi, saklandı.)

43. Ve devam edelim… MS 1000 Yılndan itibaren süregiden Operasyon....

44. 20. Yy’da “Saabi Asimilasyon Metodu” değiştirildi ve agresif “Komünizm Tekniği”yle “Sovyetler” adı verilen ve içinde neredeyse sadece Türklerin yer aldığı bir “Esir Kampı”na dönüştürüldü. Böylece “Kuzey Türkleri” bu Kampa/Komüne hapsedildi.

45. Komün Kampında da “Sabileştirme Operasyonu” en hard şekliyle100 yıl kadar sürdü. Komün dağıldı ama Operasyon bitmedi. Çin’de, aynı teknikle devam etmekte...

46. Unutmadınız değil mi parantezin içini? Oradaki “Hanif Ruh” Oğuzlularda hala canlı! (Koruyan Allah, koruyor! Demek ki bir işlevi var ki korunarak saklanıyor!)

47. Eğer “Sahih Tarih,” Araplara kalsa ve yukarıda sözünü ettiğimiz 250 Yıllık Saabileştirmenin sonunda orada donsaydı; İslamiyet de Yahudilik ve Hristiyanlık gibi bir, “Saabileşen Muharref Din” olacak ve o haliyle sonlanacaktı.

48. Şükür olmadı! Çünkü İslamiyet’in ilk 23 Yılının nihayetinde; Şanı Yüce Allah, Kur’an’ı tekmil etmiş, tam bir “İnsanlık Dini” olarak İslam’ı tamamlamış, Kıyamete kadar bu şekliyle kalması hususunda, tabiri caizse “Garantör” olmuştu.

49. Hz Muhammed'in Son Resul ve Son Nebi olmasının esprisi de burada yatıyor zaten. Kur’an'ın, Son Kitap olarak korunmasının da...

50. Şanı Yüce ve Kadir Olan Allah’ın, “Garantörlük” yetkisinin vekaleti, yukarıdaki parantez içinde verdiğimiz ayrıntının öznesi olan Oğuzlulardaydı. (Çünkü ilerleyen zaman garanti kapsamında tecelli etti.)

51. Ve “Garantörlük”ün yegane işareti sayılan ve “Saabilik”in karşıtı olan “Ümmi ve Hanif” özelliğinin ışığı, Araplarda sönünce “Oğuzlular”da, kül üflendi ve tekrar ve daha harlı bir şekilde yandı.

52. İşte onun için anlaşılmakta ki 1000 Yılının eşiğinde; Oğuzlular, Sabi Oprasyon alanından kaçırıldı, korundu ve hala Haniflik, Oğuzlarda canlı!

53. Daha önceki konuşmalarımızda dedik ya: “Şanı Yüce Allah, İslamiyet'i ‘Koruma Garantisi’ verdiği için dünyanın her devrinde ve korunaklı coğrafyaların birinde, bir grup Hanifi saklı tutar. Nokta!

54. İşte; Hicaz Adnani Araplarından sonra ortaya çıkan “2. Hanif Mücahitler” Oğuzlular oldu. Meğerse “Kuzey Şeridi”nin orta yerinde saklıymışlar. Operasyon oraya ulaştığında kaçırıldılar, Güney Şeridinin en güvenli coğrafyasında güçlendirildiler.

55. Bu güçle "Saklı Vazife"nin gereğine koyuldu/koşuldular. Tam 1000 Yıl!

56. Nihayet güçten düşünce de "bir "Hanif Çekirdek"in Anadolu'da, Bozok İlinde, saklandığı anlaşıldı “Bozok Ruhu” olarak.

57. Şimdi, “3. Hanif Gücü”nde sıra. O halde laf olsun diye soralım: Söz konusu “Üçüncü Hanifler” nerede saklı ve korundu/korunmakta? Dedik ya Bozok’ta ve Bozok Ruhu olarak…

58. (Burada da bir parantez açalım: Şu an Hanif Ruh, Bozok Ruhu olarak kodlu görünüyor. Hamle için hazır! Ama unutulmamalı ki bu hamle, onlara verilen ikinci lütuf. Ola ki imtina eder, kibirlenir, lütfu kötüye kullanırsa ya da göz önünde oluşları sebebiyle zorla çökertilir......

59. ................... ya da kandırılarak yolunu eğip büker/kendi bükülürse... İşte o zaman için "4. Hanif Güç"ün yedekte hazır olduğunu da kaydedelim. Kim mi? Allahualem; "Afrika Bilalileri" onlar. Zaten Bozok Ruhunun temel işi, "Hanif Ruh"u Afrika'ya üflemek...

60. Songünlerde Amerika ve Avrupa'daki "Siyahi İsyan" her gün biraz daha öne çıkartıyor "Siyahi Saygınlığı"nı; "Siyahların hayatı mühimdir!" diye diye. Ve "Zenci Karşıtlığı" Beyaz Ülkelerde, Beyazlar eliyle "Anti Irkçılık"ı bitiriyor.)

61. Devam edelim parantez dışından... “Ümmilik ve Haniflik temel itibariyle İslamiyet'in kök hücresi gibidir.” diyebiliriz.

62. Şu anda Yüce Allah, Coğrafyaya ve Siyasete hakim olan Müslümanların, Saabileşmesi durumunda, “Kök Hücre”yi kozasından çıkartır ve “İlahi Koruma” altındaki İslam Dinini yeniden bina eder mi? Eder!

63. İşte, o koza, 15 Temmuz’da yırtıldı ve Hanif Oğuzlular, bir kere daha çıktı er meydanına. Şimdi; Hanif Türkler üzerinde, yapıla gelen “Sabileştirme Operasyonları”nı geçersiz kılacak ve “Büyük Hanif Türk Milleti” ortaya çıkacak.

64. Sonra Sabileştirilen Müslüman Araplarda sıra; Kürtlerde, Farisilerde, … Sonra, Hanifleştirilme sırası İsevilere gelecek; geldi… Kendi elleriyle yıkılıyor, bu kavimlere giydirilen “Pavlus’un Deli Gömleği Hristiyanlık…”

65. Ardından, Hanif Türkler giydirecekler onlara, Hanif İslam Gömleğini… Akabinde; sıra, Sabileştirilen Musevilere gelecek. Onları Hanifleştirmek de Türklere verilen görev. Ve en sonunda Uzak doğuya gelecek… Allahualem ve İnşallah!

66. “Yok canım imkansız bir hayal!” diyorsanız. Ve bunun için illa bir kutlu zat bekliyorsanız, adını verelim hemen; Zülkarneyn, Yeni Zuülkarneyn, Hanif Zülkarneyn, Kur’an’ın gerçeği olan Zülkarneyn… Ve muhtemelen Oguzlu Komutan Zülkarneyn!

67. Söz buraya geldi madem, arkasını da yazalım da mesele tamamlansın bari: Malum olduğu üzere, Oğuz Kağan’ın, Zülkarneyn olduğu iddiası var. Malum! Bilge kağan iddiası yanlış...

68. Hatta Oğuz’un bugünkü söylenişinin de Okhuz/Okuz/Öküz olduğunu daha önce, bir makalede yazmıştık. Öküz Kağanın migfernin/Tolgasının/Kaskının iki yanında iki öküz boynuzu çakılı olduğu da söylenenler arasında.

69. Zaten Zülkarneyn’in de sözü edilen zatın adı değil lakabı/sıfatı olduğu da malum. Zülkarneyn lakabı ise tam anlamıyla; “İki Boynuz Sahibi/Çift Boynuzlu” anlamına gelmekte.

70. Batılıların Gog-Mogog dediği Yecüc-Mecüc'ün Zülkarneyn kıssasının bir parçası ya da “Kronik Kavgacı ve Bozguncu İki Kavim"i olduğu da belli…

71. Diyelim ki… Sakın bu Gog-Mogog, “Kronik Kavgacı” Yüzyılcılar-Binyılcılar olmasın!? Ve onların da içinde saklı "İki Yahudi" Sızıntısı...

72. Tıpkı, Hz. Nuh Döneminin “Kronik Kavgacı” Atlantisli-Muluları gibi… Daha önce, “Yecüc Mecüc” konusunu, “Kıyamet Setleri” başlığı altında video kayıt yapmış ve orada, “İki Cüce/Yecüc Mecüc”ün Nükleer Enerjinin/Atom Bombasının “Nötron-Proton”u olabilir mi diye sormuştuk.

73. Yine soruyor ve “Kronik Kavgacı İki Kavimler”in en tehlike arzettikleri hallerinin “Atom Enerjisi/Bombası” bilgisine eriştikleri zaman olduğu da belli. Yani Kıyamet, “Tapınakçı Kılıcı”yla değil ama “Atom Bombaları”yla kopmaya namzet.

74. Ve Nuh Nebi zamanının “Atlantis ve Mu Yecüc Mecücler”in üzerine kopan “Tufan Kıyameti”ni tetikleyenin “Nükleer Kavga”da sınıra dayanmış olmalarıydı.

75. Tıpkı bugünün “Binyılcı ve Yüzyılcı Yecüc Mecücler”inin “Nükleer Kavgası” ve Nükleer”e bir de “Dijital” özellik katmalarının doğuracağı sonucun da Şiddetli Kıyamet olacağı gibi…

76. Peki “Kıyamet Seddi ne?" sorusunun cevabı olarak diyebiliriz ki... “Tufan”ın ta kendisi. Zira Tufan, “Önceki İnzsanlık”ı, “Şimdiki İnsanlık”tan bir duvar gibi ayırdı, Nükleer pratiğini, “Su Seddi”nin arkasına gömdü, bu yana geçmesine izin vermedi. Vermedi mi gerçekten?

77. Yo verdi! Lakin bir şartla… İnsanlığın birikimi olan pek çok bilgi gibi “Teorik Nükleer” bilgisinin Teorisi, şifre olarak bu yana taşındı. Zaten “Geminin Sırrı” da buydu. Dememiz o ki “Bilgi Yüklü Gemi” bu yana geçti de “Kamu”ya açılmadı ve söz konusu Bilgi gizli kaldı.

78. Yani “Nuh ve Oğulları” Bilgi Sandığını açmadı ve “Yeni Dönem”e ilkel başladılar. Onun için Taş Devri yaşandı; bile, isteye!

79. Bu arada Hz. Nuh, “Bilgi”yi sakladı da “Arka Taraf”ın şifreli anlatımı olan Masalların/Efsaneleri”n bu yana geçmesini önleyemedi ya da önlemek istemedi. Bu nedenle birkaç nesil sonra “13 Bilgi”nin kendi yok ama masalı/efsanesi vardı. Mesela Sümer tabletlerine vurulmuş olarak.

80. Ama mraklı bir varlık! Bu yüzden; zamanla Yeni İnsanlığın arasından çıkan ve “Eski Masallar”ın peşine düşen meraklılar, o dilimin “Yeni Mucu” ve Yeni Atlantisçi”lerinin temelini teşkil etmiş olmalı.

81. Ve Yeni Mu ve Atlantis Maceracıları, şekillendikleri andan itibaren, “Seddin arkasında kalan Yecüc Mecüc’ün Sırrı”nı aramaya başladı ve arayageldiler. Bunun için Binyıllık planlar kurup, yüzyıllık projeler tasarlayarak hem de.

82. Ve ancak Seddin Şifresi, 1945’te delindi; Atom Parçalandı; Yecüc Mecüc, yeryüzüne çıktı. Bu sır, sahiplerini yani Binyılcı ve Yüzyılcıları, bir kez daha Mucu ve Atlantisci kimliğine iade etti. Ya da Nükler sahibi Gog ve Mogog yaptı.

83. İşte, bu nedenle bir “Zülkarneyn”e daha ihtiyaç var; Yeni Çiftboynuzlu usta/komutan, ya bir sed daha inşa edecek ya da Kıyamet kopacak!

84. Yo yo! Anlaşılan o ki Kıyamet’e daha var! Zira şimdi koparılmaya çalışılan Kıyamet, Rahmani değil. Satanik zorlamayla oluşturulmuş şartların eseri…

85. İşte bu nedenle illa bir “Zülkarneynsel Güç” zuhur edecek ki Kıyamet, Şanı Yüce Allah’ın Projesindeki, kendi zamanına ertelensin. Peki, bir “Zülkarneynsel Güç” gerekliyse nerede o güç? Burada!

86. Türkiye ve Türkler üzerine oynanan oyunlar sonucu, çoktan Sabileşmesi gereken bu Milletin orta yerinden fışkıran “Hanif Türkler”in yegane sebebi/İşlevi/Görevi Kıyametten önce, bir “Türk Tufanı” koparmak ve Çağdaş Gog ve Mogoglar”ı etkisizleştirerek, .................

87. ............. bir nevi dünyayı kuşatacak olan “Türk Seddi”nin arkasına gömmek! O nedenle bir “Önceki Zaman”da Hz. Nuh’a yardım ederek onu zamanının “Zülkarneyn”i yapan Şanı Yüce Allah, şimdi de “Hz. Muhammed’in Kahraman Askerleri” olan “Hanif Türkler”i ..................

88. ............ya da “Oguzlu Türkmen Kızılelmacıları”nı, “Çağdaş Zülkarneyn”ler yapıyor! Bu arada... “Hanif Olmayan Türkler” de “Suriye’de ve Libya’da ne işimiz var!” suyu dövüyorlar “Atlantis ve Mu Havanı”nda. Durum bu Allahualem! ***

89. Dönelim asıl konumuza… Zaten, üstte kaydedildiği gibi… Takvimler, 1000 yılına yaklaşırken, Saabileşen Arap İmparatorluğu'nun, İslam'ın ağırlığını kaldıramayacağı ortaya çıkmıştı. Bunun üzerine, “Koza” açıldı ve Kuzeybatı Asya'nın Ümmileri, “Dünyanın Merkezi”ne indiler.

90. Evet, Oğuzlulardan söz ediyoruz; atalarımızdan! Bozoklu ve Üçokluklardan… Yani "Öküz Kağan"ın Torunlarından... İslam'ın 2. Döneminin Hanifleri; 1040 yılı itibariyle Dandanakan Savaşı'yla başlayan, bir “Yükseliş Dönemi”ne girdiler.

91. Ve devrin Saabiliğinin Merkezi ve Süper Güç olan Doğu Roma'yla karşı karşıya geldiler. Yani Bizans'la...

92. O zamanki adıyla Konstantinopol olan İstanbul'un Ruhbanları, Müneccimleri ve Kahinleri yani Saabi Aklın önde gelenleri, .............

93. Ortadoğu'ya inen ve kendilerince “Barbar” diye nitelenen Oğuzlu Gücünün, “Sabi Rüyaların karabasanı diyebileceğimiz Haniflik”i temsil ettiğini anlamakta zorlanmadılar tabii.

94. Bidayetten beri biliyorlardı, “Hanif Kavramı”nn ne anlama geldiğini ve bu kavramın kozasının Bozkırlı Türk olduğunu. Bu sebeplele teyakkuza geçildi Devrin Süper İstanbu’unda. Ve Selçukilere karşı gerek Askeri, gerek Dinsel yönden saldırı başladı.

95. Dandanakan Savaşın’dan 30 yıl sonra; Malazgirt'te, devrin Amerika’sının yenilmiş olması İstanbul'un düşeceğinin ilk işaretiydi. İstanbul'un düşmesi halinde Saabiliğin Büyük Merkezi Roma'ya kadar uzanan bir Türk Hanif Akını, istikbalin ekranında belirmişti.

96. Öyle bir harekat; Balkanlar'dan başlayarak; Thürüngen’e, oradan Estonya’ya çıkan ve fırdolayı Karadeniz'i kuşatarak Urallara dayanan Türk Bölgesinin Soydaşları ile buluşması anlamına geliyordu. Uralların Doğu etekleri ise zaten, Oğuzluların Anavatanıydı.

97. İşte; bunun üzerine, Derin (Doğu Roma) Bizans Aklı. “Türk Kıtası Avrupa”da büyük bir operasyona başladı: Çift Başlı Asimilasyon Operasyonu… Küçük Kıtadaki Türk çoğunluk, önce Ortodokslaşacak; sonra Slavlaşacaktı.

98. (Ve en nihayette de bir kısmı, Derin Batı Roma Aklıyla Ruslaşacaktı.) Plan işledi! İşte; 400 Yıl sonra İstanbul düştüğünde; bu operasyon; Balkanlarda, Baltık Şeridinde, Orta ve Doğu Avrupa’da tamamlanmıştı.

99. Oradan Doğuya yönelecekti. Fakat Doğu yani Karadeniz'in kuzeyindeki Pontus Stepleri, birden bire ortaya çıkan Türk-Moğol İmparatorluğu'nun “Batı Yabkuluğu” diyebileceğimiz Altınordu Devleti'nin eline geçmişti.

100. Ve Türk Cengizli Devletleri, Hanifliğin bir sonraki adımı olan Muhammediliğe adım atmışlardı bile.

101. İstanbul'un Fethinden sonra, Kuzeye kaçan Son Bizans Hanedanı Paleologyanlar, bugünkü Ukrayna'ya sığındılar.

102.O zaman; Ukrayna Bölgesi, Kiev Knezliği/Düklüğü olarak biliniyordu. PaleologSülalesinin, Kiev’deki Rurik Dükleriyle kurdukları akraba ilişkisiyle birlikte, küçük “Kiev Hanedanlığı” Derin Bizans'ın yeni adresi oldu. Knezler, “Çar” unvanını aldı Yani “Emperyal Slavlar” oldular.

103. Böylece bölgedeki Türk Devletlerinin çökertilmesi hamlesi başlatıldı. Altınordu, 50 yıl sonra tarihe karıştı; mülkü paramparça oldu, küçük Hanlıklara bölündü. Son Hanlık, Kırım’dı. O da fetihten 250 yıl sonra, Çar İmparatorluğu'nun bir parçası haline geldi.

104. Hülasa… Sözü, şuraya getirmek istiyorduk; getirdik: Bugün, Ukrayna dediğimiz bölgenin halkı, Ukrayniyanlar, özgün bir millet değil. Ya? Altınordu imparatorluğu'nun kalıntısı olan Türk Tatarlarının, bölgenin Saka-İskitlerinden kalma Kumanlarla melezi...

105. Şunu da söyleyelim: Bizans'la Kiev Düklerinin ortaklığının Ortodoks ve Slavlaştırdıkları Altın Ordulular Ukrayniyanlar olarak biliniyor. Aynı ortaklığın Asilimile edemedikleri de Kırımlı Tatarlar olarak biliniyor günümüzde. Yani her iki parça da Türk oğlu Türk!

106. Dahası da var: İndocermen artçıları olan bir avuç Özgün Slav ise Baltık kıyısındaki Novograd Kasabası mıntıkasında, “Bataklık Halkı” olarak var oldular.

107. Kendilerini bile, idareden acizdiler de Nors Vikinglerinin Kral ailesinden ısmarlayarak getirttikleri Prens Rurik’in kurduğu Hanedanlıkla idare edildiler ta 1600 Yılına kadar.

108. Doğu Romalı Paleologosların kurduğu “Ortodokslaştırma/Bizanslaştırma Asimilasyonu Planı” işte bu Paleolog-Rurik ortak Hanedanlığının işiydi. Başarılı oldu. Buna, “Alparslan ve Fatih Korkusu” sebep oldu.

109. Bu korkudan yaklaşık yüzyıl sonra, Avrupa’da, “Muhteşem Süleyman Korkusu” patladı. Bu korku; Step/Bozkırlı Bölgede, yeni bir “Asimilasyon Operasyonu”nun düğmesine bastı.

110. Doğu Roma Bizans’ının, Dinsel Sabileştirmenin gereği olarak “Ortodokslaştırma”ya devam; Irksal Operasyon olarak “Ruslaştırma” adı altında Türklükten koparma Planına giriş… Bu planı hayata geçiren “Batı Roma” oldu.

111. “Derin Roma Ruhu”nu bünyesinde taşıyan “Vatikan” devrin papası eliyle Kavimler Göçünün “İndo Barbar Klanları”nın torunlarını konsolide ederek, bir “Proto Cermen Irkı” bina etti önce.

112. Sonra bunların eliyle, Bizansın Ortodokslaştırdıklarının batısında kalanları “Cermenleştirdi: Polonyalılar, Litvanya ve ara bölgede Beyaz Rusya... Operasyonda Beyaz Rusya, sınır oldu. Onun doğusundaki Bozkırlılar ise Ruslaştırıldı.

113. Bu nedenle diyoruz ya… Slav olarak bilinen Novograd Mıntıkası dışındaki Ruslar, Türk kökenli Bozkırlılar yani “Rus” tamamen uydurulmuş bir ırk adı. Yugo/Güney Slavlar ve Slavik Bulgarlar da ne Slav ve ne de Rus; Özbeöz Avarlı ve Bulgarlı Türk oğlu Türkler.

114. Daha da evveli var! Kısaca diyelim ki… Arnavutların ataları, olarak bilinen Palegsler de Anadolulu. Ve bugünkü Yunanlılar da “Ata” olarak, “Palegsler”e raptediyorlar kendilerini.

115. Bunu gibi İtalyan Çizmesinin ince yerideki Latinlerin Ataları Etrüskler de Anadolulu. Britanya’daki İrlanda’nın; Galler ve İskoç Krallık bölgesindeki Keltlerin de Anadoluluğu misali.

116. Bağlı olarak; İtalyan Çizmesinin kuzeyiyle beraber, Güney Almanlarının, Avusturya Cermenlerinin, Fransanın genetiğinde yüklü bir yer tutan Keltikliğin de altını çizelim "Anadolu’dan ithal" diyerek.

117. Ya Anadolu? Dedik ya “Türklerin Anavatanı Ortaasya!” ezberi hilafı hakikat! Tam olarak Türklerin Anayurdunu, bir makalede çizmiştik, burada özetleyelim: Bir Elips Pergelinin sivri ucunu, Hazar denizinin ortasına batırın ve sağlı sollu geniş bir elips çizin.

118. İşte, size Türklerin Anayurdu. Bu elipsin içinde Anadolu da var İran da… Ya da şöyle yapın: Bir çetvel alın! Çebelitarık Boğazı ve Everest Tepesi noktalarına koyarak Batıdan Doğuya dümdüz çizerek bir “Kuzey Şerit” oluşturun. İşte; o coğrafya, sizin Anayurdunuz!

119. Yine kanaat getirmediniz mi? O halde, tam olarak “Kuzey Şerit” kimin yurdu, söyleyelim mi?! Nuhoğullarının… Dedik ya Tarihler, sadece Türklere “Nuhoğlu” adını vermiş/veriyor.

120. Nuhoğullarının, ağabeyi ve Hz. Nuh Peygamberin, aynı zamanda Teolojik Mirasçısı kanaatini taşıdığımız ve de Türklerin “Olcay/Olcayto Nebi” diye bildiği, Yafes/Yafet ise Kuzey Şeridi”nin sahibi. “Yafet’in Seyyidleri” de “Toharma’nın Oğulları yani Türkler…

121. Kuzey Şeridinin sakinleri olan “Yafeti Kavimler”in Efendileri… Yo yo, “Efendi” derken, kastettiğimiz bir “Irkçı” yaklaşım değil; “Hadimleri” demek arzusundayız yani “Yüce Allah adına; Hanifliğin, Adaletin, Sekinenin ve Alemi Nizamın azatsız görevli hizmetlileri diyoruz.

122. Haşa, “Kavmiyetçilik”ten Yüce Allah’a sığınırız. Çünkü Muhammediyiz!

123. Ve emin olun; Türkmen olduğumuz için yazmadık yukarıdaki tezi... Arap olsak da Kürt olsak da hatta Acem ve herhangi bir kavme mensup olsak da aynısını yazardık. O zaman, yazarken duyageldiğimiz şu mahcubiyeti de duymazdık! Vallahi! ***

124. Dönelim tekrar asıl konumuza… Ne demiştik? Hanifliliğin korkulu rüyasına müptela Sabi Kavimler ve onların organizasyonları biliyorlardı; Araplardan sonra Haniflik sırasının Türklerde olduğunu.

125. Bu nedenle “Anayurdu Kuzey Şerit” olan ve kümülatif olarak; bu şeridin “Hazar Merkez”ine doğru yoğunlaşmış olarak yaşayan Türk Kavmi, iki yanından, hep bir “Sabileştirme/Başkalaştırma Operasyonu”na maruz kaldı. Özellikle Batı yakasından…

126. Neredeyse tamamına yakınıyla “Türk Kıtası” olan Avrupa’da “Kadim Mısır” eliyle kurulan Roma Emperyalinin, iki dönenli “Metamorfoz”una maruz kaldı Hanif Türkler.

127. Doğu Roma, Balkanlar, Baltık ve Karadenizin Kuzeyindeki Pontus/Ponçik Bozkırları”nda Bizanslaştırma ve Slavlaştırma Planını uyguladı Alparslan-Fatih Oğuzlu Korkusuyla. ..

128. Batı Roma adına Vatikan da Fatih-Kanuni korkusuyla bölgenin kalanında; “Katolik Cermenleştirme ve Ortodoks Ruslaştırma”ya devam etti.

129. Zamanımızda; Pontus’ta “Plan Harici” kalan tek yer Kırım’dı. Tatarları Ortodoks Slavlaşmaktan koruyan, “Oğuzlu Osman Şemsiyesi” oldu. O şemsiye kalkar kalkmaz operasyon başladı yarımadada. Çarlar, oradan Asya’da atladılar. Lakin Roma kadar başarılı olamadılar.

130. Bu nedenle Cermenler bir daha devreye girdi; Komünizm eliyle. Yine olmadı tam anlamıyla. Stalin Zaliminin yurtlarından kovduğu, Kırım Tatar Türkleri ve Kafkas Mesketleri Sibirya'ya sürüldü. Yine olmadı ve Tatarlar, Ukraynalıları eriten Asimile kazanında buharlaşmadılar.

131. Bunun üzerine Rus Derin Cermenliği, Ukraynalıların da “Tatar Kurdu”na yenilir ve yanlış yollara saparlar korkusuyla her şeyi göze alarak, Müslüman Kırım'ı Ortodoks Ukrayna'dan koparttı. Ya da şöyle diyelim: Müslüman Kırım'ı Ortodoks Kırım’dan kopartıldı.

132. Böylece Moskova’daki Derin Yapı; istiyordu ki Saabileştirilen Ukraynalılar, Müslüman Tatarlardan etkilenmesinler. Zaten; bu korku ve istek, Komünizm zamanında da varmış ki Devrin Zalimi Stalin, Kırım'ı boşaltarak; Türkleri, Asya'ya sürmüştü.

133. Lakin “Ne yaparlarsa yapsınlar sonuç değişmiyor ve Şanı Yüce Allah’ın dediği oluyor. Ot ise, kökün üzerinde bitiyor vakti geldiğinde. Asıl akmıyor, bal kokmuyor!

134. İşte bakın... Allah'ın işine bakın ki! 2020 Yılının Ramazan öncesinde Ukraynalılar; Türkiye'den kendilerine, İslam'ı anlatacak Uzmanlar talep etti. Buyurun bakalım!

135. Ramazan'ın sonunda da Bayramı sahiplenerek resmi tatil haline getirdiler. Bu ne anlama geliyor? Şu! Gayrı Ukrayna halkı, İslam'a ısınma dönemine girmiş oluyor böylece.

136. Yani Ukrayna’nın Kuman-Tatar kökenli halkı aslına yani “Milletine” dönüyor. Kırım Müslümanları ile benzeşerek hem de. Böyle durumlarda bizim köylüler şu deyimi kullanır: “Urgan, tersine kıvradı bir kere… Sonuna kadar açılır, kaçınılmaz olarak! Allahu Ekber! ***

137. Anlaşılan o ki… Avrupa'nın, hem Türk aslına, hem de Allah'ın Dinine dönmesinin Merkezi Ukrayna olacak. Virüs Tufanı'nın tetiklediği bu dönüşüm, Ukrayna üzerinden; Beyaz Rusya'ya, Baltık Bölgesine doğru akacak gibi.

139. Aynı şekilde, dönüşüm; Macaristan üstünden, Batıya doğru yürürken… Moldovya üzerinden, Balkanlar'a inecek görünüyor. Yani Bizans'ın önce Ortodoks, sonra Sılavlaştırdığı Türk Unsurları Bölgesi, yangından ilk kurtarılacak bölge olarak, karşımızda şekillenmeye başladı.

140. Niye önce Doğu Avrupa ya da Ortodoks bölgesi? Bu sorunun cevabı olarak diyebiliriz ki… Bir “Binyılcı Cermen Rejimi” olarak Komünizm; Ortodoksluğu Ateistleştirme Operasyonuydu aynı zamanda da ondan.

141. Yani Sovyetik Halkları Ateistleştiren veya Dinden soğutan Komünizm, yıkıldığında en iyi işini yapmış, Ortodoksluğu da beraberinde sürüklemişti. O bölgelerde Ortodok Dininin; sadece, Kiliselerle sınırlı kaldığı halkı etkilemediği biliniyor.


Follow us on Twitter

to be informed of the latest developments and updates!


You can easily use to @tivitikothread bot for create more readable thread!
Donate 💲

You can keep this app free of charge by supporting 😊

for server charges...